(ботинок)
burun tarafındaki kıvrımlarda (мысах)
terden hasıl olma lekeler vardı (проступил пот).
Onun yanında (рядом с ним) orta yaşlı (средних лет) ve saçlarını fırça gibi kestirmiş(стриженный под ёжик) bir diğer memur (другой сотрудник) masasının (своего стола) sağ tarafındaki (правый ящик) çekmeceyi açmış(открыв), içine eğilerek (склонившись) eski (в старой) bir akşam (вечерней) gazetesinin (газете) tarihî romanını (исторический роман) okuyordu (читал).
Diğer masaların sahipleri de (и владельцы других столов) önlerinde resmî bir iş olduğu halde (хотя перед ними были разложены документы), kenarda köşede bir delik bulup (отыскав на краю стола свободное место) hususi ve şahsi hayatlarına kavuşmaya çalışıyorlar(пытались заниматься своими личными делами); hiç olmazsa(по крайней мере), iki-üç satır (две-три строчки) yazı yazdıktan(написав) veya (или) hesap yaptıktan sonra (просчитав) iskemlelerinin arkalığına dayanıp (они откидывались на спинки своих стульев) başlarını geriye atarak (откидывали голову и) uzun düşüncelere dalıyorlardı (погружались в глубокое размышление).
Onların bir müddet böyle durduktan sonra (после того, как некоторое время они прибывали в таком состоянии) biri tarafından dürtülmüş gibi (словно кто-то их толкал) silkinerek (вздрогнув) masanın üzerine eğilmeleri (они склонялись к своим столам) ve (и) işleriyle meşgul oluyormuş gibi yapmaları (делали вид, что занимаются работой) Ömer’e (Омеру) dolap beygirlerinin (лошадей, запряжённых в водяное колесо) ara sıra (время от времени) durup(которые, останавливаясь) başlarını havaya kaldırmalarını (поднимали головы) ve (и) bağlı gözlerinin arkasında (за шорами) bir şeyler (что-то) sezmeye çalıştıktansonra (попытавшись увидеть) tekrar (снова) dönmeye koyulmalarını (начинали ходить по кругу) hatırlatıyordu (напоминали).
Yanı başlarındaki (рядом с ними) küçük bir odada