ayıksın!» demek istiyordum.
7. Hademe beni evvela küçük bir odaya alıp bekletti.
8. Hamdi’nin yanına girdiğim zaman yüzümde gene o dünkü ahmakça tebessümün bulunduğunu hissettim ve kendime daha çok kızdım.
9. Hamdi önünde serili duran bir sürü kâğıt ve içeri girip çıkan bir sürü memurla meşguldü.
10. Bana başıyla bir iskemle gösterdi ve işine bakmakta devam etti.
11. Elini sıkmaya cesaret edemeden iskemleye iliştim.
12. Şimdi onun karşısında hakikaten amirim, hatta velinimetimmiş gibi bir şaşkınlık duyuyor ve bu kadar alçalan benliğime bu muameleyi cidden layık görüyordum.
13. Dün akşam beni yolda otomobiline alan mektep arkadaşımla, on iki saatten biraz fazla bir zaman içinde, aramızda ne kadar büyük bir mesele hâsıl olmuştu!
14. insanlar arasındaki münasebetleri tanzim eden amiller ne kadar gülünç, ne kadar dıştan, ne kadar boş ve bilhassa asıl insanlıkla ne kadar az alakası olan şeylerdi…
15.1. Dün akşamdan beri ne Hamdi, ne de ben hakikatte değişmiş değildik; neysek gene oyduk;
15.2. buna rağmen onun bana dair, benim ona dair öğrendiğimiz bazı şeyler, bazı küçük ve teferruata ait şeyler bizi ayrı istikametlere alıp götürmüşlerdi…
16. İşin asıl garip tarafı, ikimiz de bu değişikliği olduğu gibi kabul ediyor ve tabii buluyorduk.
17. Benim kızgınlığım Hamdi’ye değil, kendime de değil, sadece burada bulunuşumaydı.
18. Odanın tenhalaştığı bir anda arkadaşım başını kaldırarak: «Sana bir iş buldum!» dedi. Sonra, yüzüme o cesur ve manalı gözlerini dikerek ilave etti:
19. «Yani bir iş icat ettim. Yorucu bir şey değil. Bazı bankalarda ve bilhassa kendi bankamızda işlerimizi takip edeceksin…
20. Adeta şirketle bankalar arasında irtibat memuru gibi bir şey…
21. Boş zamanlarında içeride oturur, kendi işlerine bakarsın…
22. İstediğin kadar şiir yaz… Ben müdürle konuştum, tayinini yapacağız…
23. Fakat sana şimdilik pek fazla veremeyeceğiz: Kırk elli lira… İleride tabii artar.
Hadi bakalım!.. Muvaffakiyetler!»
24. Koltuğundan kalkmadan elini uzattı. Sokuldum ve teşekkür ettim.
25. Yüzünde, bana iyilik ettiği için, samimi bir memnuniyet vardı.
26. Onun aslında hiç de fena bir insan olmadığını, yalnız mevkiinin icaplarını yaptığını ve bunun da belki hakikaten lüzumlu olabileceğini düşündüm.
27. Fakat dışarı çıkınca koridorda bir müddet durakladım ve bana t